Dr. Didem Gündüz

PLT Nedir? Kan Tahlilinde PLT Yüksekliği ve Düşüklüğü

Platelet ifadesinin kısaltması olan PLT, kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol üstlenen hücre pulcuklarını belirtir. Trombosit olarak da adlandırılan bu renksiz yapılar akyuvar ve alyuvar hücrelerinden daha küçük bir yapıya sahiptir. Bu maddelerin sayıları kan tahlili ile saptanabilmektedir.

Trombositlerin – PLT Normal Değerleri Nedir?

Trombositlerin ideal olarak nitelendirilen normal değer aralığı her mikrolitre de 150.000 – 400.000 ‘dir. Trombosit sayısı kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber farklı zamanlarda da değişken bir yapıya sahiptir.

PLT Düşüklüğü Nedir?

150.000 değerinden daha az sayıda trombosit bulunmasının söz konusu olması halinde PLT düşüklüğü vardır. Bu durum Trombositopeni hastalığı olarak da adlandırılır. Trombosit düşüklüğü ciddi bir sağlık sorunu mudur yönünde sorulara şu şekilde yanıt vermek son derece doğru olacak:

  • Eğer PLT değeri 50.000’in altına düşerse bu durum hayati bir risk ortaya koyar. Bunun nedeni trombosit düşüklüğünün yaşanması durumunda kanın pıhtılaşması çok zor bir hale gelmesi anlamını taşır. Böylesi bir durumda en ufak bir kesikte ya da yaralanmada kan pıhtılaşamayacağından dolayı kan kaybı yaşanır.
PLT kan testi normal değerleri
Kan testi trombosit normal değerleri düşüklüğü ve yüksekliği

PLT Düşüklüğü Neden Ortaya Çıkar?

Kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol üstlenen hücre pulcukları olan trombositler zamansız yıkıma uğradıklarında, kan hacminin artması ve üretimlerinin yavaşlamaları gibi çeşitli nedenlerden dolayı PLT düşüklüğü ortaya çıkar.

Trombosit düşüklüğünde etkin role sahip olan nedenler arasında;

  • B12 vitamini eksikliği
  • Aşırı miktarda alkol tüketimi
  • Radyoterapi
  • Lösemi hastalığı
  • Dalak büyümesi
  • Kemik iliği tarafından yeterli oranlarda tormbosit üretilememesi
  • Trombositlerin karaciğer veya dalakta yıkıma uğraması
  • Kan dolaşımı esnasında trombositlerin yıkıma uğraması
  • Gebelik
  • Hepatit C ve HIV gibi virüslerin sebep olduğu enfeksiyonlar
  • Bağışıklık sisteminin trombositlere karşı saldırganlık gösterdiği bazı otoimmun hastalıklar
  • Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri

PLT Düşüklüğü En Önemli Belirtileri

Trombosit değerinin normalin çok altında olması durumunda trombosit düşüklüğü belirtileri ortaya çıkar.

  • Burun kanaması
  • Diş eti kanamaları
  • Kesikler neticesi ile ortaya çıkan kanamaların durmaması
  • Bitkinlik
  • Cilde alınan hafif darbelerde dahi çok çabuk bir şekilde ortaya çıkan ve aşırı miktarlarda oluşan morarmalar
  • Bacağın ayağa yakın bölümlerinde ortaya çıkan deri altı kanamaları
  • Kırmızı renkte ya da mor renkte noktacıkların ortaya çıkması

PLT Düşüklüğü Tedavisi Nasıl Olur?

Trombosit düşüklüğü yaşanan kişilerde kanın pıhtılaşması son derece zor olacağından kanama mutlaka engellenmelidir. Bunun için de kanamaya neden olabilecek nitelikteki günlük aktivitelerden kaçınmak gerekir. Tuvalete gidildiğinde ıkınmamaya özen gösterilmeli, burun sümkürülmemeli ve mümkün mertebe çıplak ayakla dolaşmaktan kaçınılmalıdır.

Trombosit düşüklüğünde bazı önlemler almak son derece önemlidir. İlk olarak PLT değerinin düşüklüğüne neden olan altında yatan sebep ortadan kaldırılmalıdır. Diş ipi kullanımından kaçınılmalıdır. Adet döneminde olan kadının tampon yerine ped kullanması gerekmektedir. Çevrede her an yardım istenecek birinin bulunması çok önemlidir. Yardıma ihtiyaç duyulması halinde erişim sorunu yaşamamak gerekir.

Kan testi trombosit yüksekliği
Trombosit yüksekliği kan testi değeri

Acil vakalarda kan plazma nakli gerçekleştirilebilir. Yalnızca trombosit sayısını yükseltmeye yönelik etkiye sahip bir ilaç mevcut değildir ancak trombosit yıkımlarını azaltıcı özel ilaçlar kullanılabilmektedir. PLT değerinin normale dönüştürülmesi yönünde gerçekleştirilen tedavilere cevap alınamaması halinde dalağın alınması söz konusu olabilmektedir. Böylece trombositler daha az yıkıma uğrayacağından sayılarının artırılması sağlanabilmektedir.

İlginizi Çekebilir: BASO Nedir? BASO Yüksekliği ve Düşüklüğü

PLT Yüksekliği Ne Anlama Geliyor?

Kabul gören trombosit değer aralığının yani 400.000 oranın üzerinde olması PLT yüksekliğine işaret eder. Bu durum Trombositoz hastalığı olarak da adlandırılmaktadır. Yüksek trombosit değeri, vücudun olması gerekenin çok üzerinde trombosit ürettiği anlamına gelmektedir.

PLT Yüksekliği Belirtileri Neler?

Trombositlerin kandaki yüksekliği söz konusu olduğu durumlarda genelde PLT yüksekliği belirtileri pek gözlemlenebilir nitelik taşımaz. Nadiren bazı yükseklik belirtileri ortaya çıkabilir:

  • Gut hastalığı
  • El ve ayaklarda hissizlik
  • Geçici görüş bulanıklıkları
  • Göğüs ağrısı
  • Baş dönmesi ve baş ağrısı

PLT Yüksekliği Neden Olur?

Yakın bir geçmişte yaşanmış olan dalak ameliyatı, kanser hastalıkları, demir yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan anemi, geçirilmiş olan bir ameliyatın neden olduğu yan etki, kemik iliği sorunlarının yaşanması durumunda hem kırmızı kan hem de trombositlerin sayılarında artış ortaya çıkar. Kırmızı kan hücrelerinin normalden daha kısa zaman içerisinde yıkıma uğradığı bir tür kansızlık olan hemolitik anemi hastalığı ve kullanılan bazı ilaçların yan etkileri neticesinde kandaki trombosit değerinde yükselmeler ortaya çıkabilmektedir.

Trombosit Yüksekliği Tedavisi

Kanda pıhtılaşmayı sağlayan trombositlerin yüksekliğini normal seviyelere indirmek önemli bir konudur. Bunun için PLT yüksekliği tedavisi görmek gerekir. Gebeler de dahil olmak üzere çoğu trombosit hastası doktorlar tarafından aspirin kullanımı sağlanarak tedavi edilmektedir. Doktor tarafından hastanın durumuna uygun olarak trombosit yüksekliği tedavisi için uygun nitelikte ilaçlar reçete edilebilmektedir. Ayrıca bazı hastalara Plateletferez yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntemde damar yolu açılır ve açılmış damar yolundan alınan kan bir makine yardımı ile trombositlerden ayrıştırılır.

YouTube video
Trombosit yüksekliği ve düşüklüğü neden olur?

Kaynaklar:

  1. https://www.hopkinsmedicine.org/health/conditions-and-diseases/what-are-platelets-and-why-are-they-important
  2. https://medlineplus.gov/lab-tests/platelet-tests/
Photo of author
1984 doğumlu Dr. Didem Gündüz öğrenimini Tıp Fakültesinde tamamladı. İç hastalıkları alanında uzmanlaştıktan sonra dermatoloji bölümünde yüksek öğrenimini tamamladı. Didem uzun yıllar çeşitli devlet hastanelerinde görev aldı ve şu an özel bir klinikte hastalarına hizmet veriyor.

Şunları da beğenebilirsiniz

Yorum yapın